Avrupa´da son 120 yılda 12 dilin yok olduğunu, hala bu tehlike altında olan diller bulunduğunu bildiren Özerk, dünyanın en büyük dillerinden biri olan Latincenin de öldüğüne işaret etti. Özerk, dile sahip çıkmak için siyasetçilerin, eğitimcilerin, medya kuruluşlarının, ailelerin, ders kitabı yazarlarının, öğretmenlerin kısaca toplumun her kesiminin bilinçlenmesinin önemine dikkat çekti.
Özerk, dünyada konuşulan 8 bin dil olduğunu, her konuşulan dilin bir de işaret dilinin bulunduğunu anlattı. Dört temel dil becerisine ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Özerk, “dinleme ve anlama/kavrama, anlaşılabilen konuşma, anlayarak okuma, anlaşılacak şekilde yazma” şeklindeki bir anlayışın doğru bir yaklaşım olacağını vurguladı. Türkçeye yabancı dillerden geçen kelimelerin halkın geneli tarafından kabul edilmiş olması gerektiğini ifade eden Özerk, “Küçük yaşlarımda öğretmenlerimden biri ´kalem değil yazaç diyeceksin´ derdi. Ben hiçbir zaman bu kelimeyi kullanmadım. Bu konuda hazır mayalar tutmuyor, çalışmaların halktan kopuk olmaması lazım.” diye konuştu.